29 Ağustos 2011 Pazartesi

geri sayım.


Açlık Oyunları'nın filmi çıkıyor~
Umarım güzel olur, ki olacağa benziyor.
Yan tarafa vizyon tarihi için bir geri sayım uygulaması koydum. :)
Belki bu geri sayım bittikten sonra sınav için de koyarım. Yok ya, sınav için koyacağımı sanmıyorum. :D

Kitabını okumayanlara şiddetle tavsiye ederim. Açlık Oyunları/ Ateşi Yakalamak/ Alaycı Kuş şeklinde bir üçleme.

Ve yayınlanan ilk fragmanı. MTV video müzik ödüllerinde yayınlandı. Çok kısa ama filmin kaliteli ve kitaba uygun olacağının belirtilerini taşıyor.


Yarın bayram. Babamdan artık yatmam gerektiğine dair uyarıyı aldım. İnş. uyuyabilirim, yoksa yarın bulduğum her köşede uyurum heralde...

başlık.

Yine bir başlık koyma krizi yaşıyorum. =_=  Çok mu belli oluyor?
Yanımda bir kutu süt (yanımda biri olmadığı sürece bardak kullanmam, kutudan/şişeden içince daha lezzetli~ ) ve bitirmek üzere olduğum bayram şekerleri var. Bilgisayar başındayım, canım sıkılıyor, yazı yazmak istiyorum nedense...
Odamda vızıldayarak uçup duran, türünü bilmediğim, büyük, yeşil yaratık... senden nefret ediyor değilim, ama hoşlandığım da söylenemez.

Hala masam yoooook~  Bu iş biraz sinirlerimi bozmaya başladı. Eksik hissediyorum. Ders çalışamıyorum -tabi bu olay bunun için sadece bi bahane.
Babam daha çizimi marangoza götürmedi.
Araya bayram girdi.
Zaten bizim marangozun eli ağır.
Ya masa istediğim gibi olmazsa?
bla bla bla...

Yani şu durumda her an masamın o nefret ettiğim gıcırdayan parçasını tekrar monte edebilirim. Sabırsızım, stresliyim ve bazen de sinirli olabiliyorum...
Bu tekrar hazırlanma işine biraz iyimser yaklaşmışım sanırım. Geçen seneki çalışamayışımı bir düzenim olmamasına vermiştim. Yine bir düzenim yok. Ve düzenimin olmadığı her gün daha çok stres hissediyorum. Sanki şimdiden başarısız olmuşum gibi.

Depresif moddan çıkacak olursak...
Ramazanın son 2 günü iftar için yemek yaptım~
Diğer günlerde az biraz yardım ediyordum da, tek başıma yemek yaptığım nadir görülür.
Dün, et haşlama/makarna/patates püresi bunun nasıl bir iftar menüsü olduğu konusuna hiç girmeyelim. Acelemiz vardı, annemler yoktu, tavukların buzu çözülmemişti vs. sonradan annem bir de çorba kattı bunlara.
Bugün de tavuk yaptım fırında. annem tarif etti.
Evet, koca kız oldum, hala doğru düzgün yemek yapmıyorum. Öğrenirim bi ara inş., umudumuzu kaybetmeyelim.

Photoshop açtım~
Bi arkadaşımın isteğini yaptım. Bi yük kalktı sanki üstümden :D

Bir de... hani şu bahsettiğim piyano çalışması vardı ya... bayramdan sonrayaymış, unutmuşum. :D
Kendimi biraz kötü hissetmiştim o çalışmadan dolayı zaten. "Ders olduğunu zannettiğim" güne kadar yetiştirememiştim, üstelik o ödevim olan tek alıştırma da değildi ama yine de asıl ödev oydu. Onu bitirebilirsem 2 alıştırmaya daha bakacaktım. Hadi ben çalışayım o zaman. ♥


24 Ağustos 2011 Çarşamba

hypnotized.

Evet, çalışma fikri bende hep bir kaytarma isteği uyandırıyor. Ders çalışırken piyanoya kaçarım, piyano çalışmam gerekirken de bilgisayara... 'bilgisayardan da derse' diye bir döngü olduğunu söylemek isterdim ama hayır. Bilgisayara takılmışsam çalışma işlemi iptal oldu demektir çoğu zaman. Hiç çalışmamış da değilim ama ya. Biraz çalıştım, daha da çalışacağım inş..

Ara verdim biraz, bilgisayara kaydım. Photoshop'ta düzgün bir şeyler yapmaya çalışayım dedim. Artık ne kadar olduysa...

Fotoğraf: Basistka
Font adı: Orator Std (üzgünüm ama fontu da nerden bulduğumu hatırlayamam :D)

Eğer beğenirse PS sözüm olan arkadaşlardan birine bu çalışma...

Küçük not: Yazı, McFLY'ın Hypnotized adlı şarkısından alıntıdır.
Goodbye to you, you've been wasting all my time~
You're no longer mine~
And now you've left me, I can't seem to get you out of my mind.
That's when I realised, you had me hypnotized~~
(hayır, kopyala-yapıştır yapmadım. şarkı kafama takılmıştı zaten yazdım işte... tamam, kabul, yazdıktan sonra kontrol ettim gugıldan :D)

Hypnotized olarak yazdım ben ama... acaba doğrusu "hypnotized" mı "hypnotised" mı? Bilen varsa, söylerse sevinirim. :)

çalışmak lazım.

Ama çalışasım yok. Bu sefer mevzu dersler de değil, piyano.
Şu yukarıdaki alıştırmanın yarına hazır olması gerekiyordu ama benim bu hafta pek çalışasım yoktu. Şu zamana kadar org/piyano çaldım hep. Nasıl çalacağımı öğrendikten sonra çalmak kolaydı, beceriyordum. Ama bu sene temelimi sağlamlaştırma vakti. Bu işten memnunum aslında ama biraz zorluyor tabi. Doğru düzgün nota okumayı öğreniyorum, hızlandırmaya çalışıyorum.
Komik olan bir şey de, piyanoda My Immortal'ı çalmayı biliyorum ama şu son bir aya kadar hiç gam çalışmadım. (Gam çalışması: piyanoda notaları sırasıyla çalmaktan oluşuyor. Parmak atlatma, iki elle çalma işi biraz zorluyor işte.)
Hadi çalışayım biraz da belki yarına çalabilirim, çat-pat da olsa...

O kadar oldu mu ya?

Blogger hesabımı aldığım tarihi hatırlamasam da bloguma girdiğim ilk kayıttan bu yana 2 yıl geçmiş.
Yazılara başlık bulmak benim için hiçbir zaman kolay olmamıştır ama şimdi baktım da eskiden durum daha vahimmiş sanki. İki yıl önce bugün, "Bi ben eksiktim! :D" diye başlık atmışım ya. Eski yazdıklarıma falan bakınca hafiften bi' utandım ama anıdır diye dokunmuyorum. Yazmak konusunda hala iyi olmasam da bi' gelişme var hani.
İlk zamanlardan hala olmasını istediğim tek şey photoshop çalışmalarım. Eskiden sürekli bir şeyler yapardım. Yine başlayasım var...
Sınava tekrar hazırlandığımı ve çalışmaya başlamam gerektiği halde henüz bir çalışma masam olmadığını söylemiştim. Aslında masam buydu:
masa kısmını sökmüştüm ve kalan kitaplık kısmını yan yatırarak üzerini kullanıyorum. Şu şekilde:

İtiraf ediyorum, dağınık bir insanım. Düzenli bir ortamda olmayı severim ama aynı zamanda o düzeni korumak için çaba sarfetmeye üşenirim zaman zaman. Yani eğer etrafı düzenlemek istersem, herşeyi düzeltir, yerli yerine koyarım ama üşeniyorsam heryer heryerde demektir. Bu fotoğrafı çektiğim için oraları biraz toparladım tabi normalde böyle değil. Gerçi toplanmış hali bile pek düzgün sayılmaz sanki? :D
Sandalyem yeni. Eskisinden kurtulmanın ve yenisini beğenerek almanın mutluluğu var üzerimde... :)

Aslında yeni çalışma masası için planım, IKEAdan ihtiyacım olan parçaları alıp eskisinin aynısını elde etmekti. Ama süpriz! IKEAda bu renk artık yok! (O parçaları almak için gitmiştik, sandalyeyle döndük.)

Ve işte son çare...

Çizimim düzgün olmadı ama böyle bi şey işte... Marangoza yaptırıcaz. Babamın huyudur zaten, gidip hazır bi şeyler almaya zor ikna ederiz. Hep 'ben onu yaptırırım, hem daha sağlam olur' der. Aslında bunun maketini yapmıştım kağıttan ama temizlik sırasında kayboldu evde... Evdekiler masanın şeklinin piyanoyu anımsattığını söylediler, bu durumda daha çok hoşuma gitti tabi :D. Şimdi rengi konusunda biraz kararsızım. Bi de marangozun istediğim gibi yapıp yapamayacağı endişelendiriyor. Bakacağız artık nasıl olacak.
Benim ders çalışmam lazımm!

18 Ağustos 2011 Perşembe

Charlie McDonnell





Yeni takıntı videom, yeey! :D ve işte youtube sayfası: CharlieIsSoCoolLike
Baya bi videosunu izledim. Daha da izlerim, hatta sanırım bir ara hepsini izleyeceğim ama biraz aralıklarla. Çünkü hem ders çalışmam lazım (artık bi zahmet) hem de çocuk o kadar hızlı konuşuyor ki beynim bulanıyor anlamaya çalışırken :D. Tamam, itiraf ediyorum, bazen ne söylediğini boşverip sadece izliyorum. :D ve yine de çok komik.
Yukarıdaki videoyu Berre ablanın (size abla diyebilir miyim?! :)) twitter'da paylaşması sayesinde izledim. Daha sonra aynı videoyu tekrar izledim, izledim ve izledim... :D Daha da sonra youtube sayfasındaki diğer videolara daldım. Şuana kadar favorilerim: yukarıdaki, saçını kızıla boyadığı ve kendini mor renge boyadığı :D.
Doğal bir komikliği var, videoları kaliteli ve ingiliz aksanı! :D
Kısacası, arkadaşı beğendim, takibe aldım. :D


Açıkçası henüz izlemediğim videolarda neler olduğunu çok merak ediyorum :D.

Öhm, bunun dışında... hala bir çalışma masam yok,
pazartesi ders çalışmaya başlamaya karar vermişken günlerden cuma oldu ve ben hala başlamadım (bilgisayarı kapattıktan sonra hemen başlayacağım inş.),
bugün ilerleyen saatlerde üni. yerleştirme sonuçları açıklanacak (tabi bunda beni alakadar eden bir durum yok),
ve şuanda bunları yazdığım saate bakacak olursak hala yarasa hayatı yaşıyorum,
nota okumak hala zor geliyor ama inanıyorum, başaracağım!

 :) :))

11 Ağustos 2011 Perşembe

yağmur sonrası.

Bu ramazan uyku düzenimi mahvettim. Zaten ramazan olmasa da normal bir biyolojik saate sahip bir insan değilimdir. :D
Bugün piyano dersim vardı. Saat 16.00'da.
Peki sabah 6-7 sularında ancak yatağına girmiş olan ben kaçta uyandım dersiniz? Tam 16.00'da!
Aslında yatmadan önce aklıma gelmişti, saat kursam mı diye ama nasıl olsa annem başımın etini yer uyandırır beni dedim. Doğal olarak uykudayken anlamam ev sesli miydi, değil miydi ama bence en sessiz günümüz geçti evde. Kimse birbirine bağrarak bir şey söyleme ihtiyacı bile duymadı sanırım. Babam gelmese daha uyurdum heralde. (10 saat uyumak benim için bir şey değil, uyuma potansiyeli yüksek bir insanım. :D ama okul zamanı 3-5 saatlik uykuyla idare ettiğim oluyordu tabi -niye okulda o kadar uyuyordum acaba :P)
Dışarı çıkacağımız zamanlarda ev ahalisini bekleten/bıktıran ben, 10 dk'dan kısa bir sürede hazırlandım. Allah'tan kurs da uzak değil. 8-10 dk yürümelik yol (onu da babam arabayla götürse tam olacaktı ama o saate kadar uyudum diye bana kızmıştı zaten ^^") neyse 20 dk'lık bi gecikme oldu ama gittim piyano dersime sonuçta.
Ben uyandığımda sabahki yağmur dinmişti, piyano dersine giderken de dönerken de yakalanmadım yağmura. Ama döndükten sonra bulutların fotoğrafını çektim penceremden... Ta da~
 

Tabi photoshop'la biraz oynanmış hali bu :D çok seviyorum bu programı ya. Çektiğim fotoğrafları çok etkileyici bi hale getirebiliyor. O çatılar o kadar karanlık değillerdi. Saat daha beş buçuk falandı çektiğimde. Fotoğrafın orjinalini göstersem mi ki? yok, yok, böyle iyi :D
Hazır makineyi elime almışken piyano fotoğrafları da çektim, YİNE :D ama onları koymayayım, belki başka zaman...

9 Ağustos 2011 Salı

Sınav Senesi Vol.2

Tercihlerimi de yaptım, en hayalîsinden... Sonuçları beklemeye gerek yok, zaten topu topu 5 tane yazdım :D Son tercihin geçen seneki sonuncusuyla aramda yaklaşık 18 bin kişi var :D. Evet, çok yukarılardan yazdım. Tutturdum bi idealist olacağım, istediğim mesleğin eğitimini iyi bir üniversitede alacağım. İnşallah pişman olmam. Geçen sene, ben dahil, hakkımda hayırlısı için dua eden bir çok kişi oldu (Allah razı olsun onlardan :)) sanırım hayırlısı buymuş.
Tabi ki bu sene biraz psikolojik eziklik ve stresin beraberinde daha aklı başında olmayı planlıyorum. Günümü, boş zamanlarımı neyle geçireceğime kadar planlamak istiyorum. Her şeyi doğru yapmak ve geri dönüp, fazladan kullandığım bu seneye baktığımda pişman olmamak istiyorum. Zaten göbeklerimiz bir kesilmiş gibi en iyi arkadaşım da tekrar hazırlanıyor. Beraberce birbirimiz motive ederek, dertleşerek, gaz vererek atlatırız bu seneyi inş. Bekle bizi Hafta İçi!! :))
Eylül sonunda dershane başlayacak (ups, gidip kayıt yaptırmam lazım sanırım). Biz arkadaşımla önümüzdeki pazartesi, yani ayın 15'inde çalışmaya başlama kararı aldık. (tabi bu arada benim üzerinde çalışabileceğim bi masa lazım, en son can sıkıntından katletmiştim masamı...) Evde sınava hazırlanan bir adet de kardeş mevcut. Eh artık o bana soru sorar, ben ona... yuvarlanıp gideriz. Bu sene fazla yıpratmasa bizi bari.

Kardeşimin öğretmeni bana çalışmaya başlamadan önce okumam için 'Ruhsal Zeka' adlı kitabı verdi. Benden sonra da kardeşim okuyacak. Baya motive edici. Odaklanma sorunumu çözebileceğim sanırım. Kafa dağınıklığımı yenmem lazım :). ^^" bu kitabın bu güne bitmesi mi gerekiyordu sanki? Hadi ben okumaya...


şu ara biraz zorlasa da... yine yine yine de severim piyanomu. (:

oruçlu.


İftarda donut yesem yüz ifadem aynı böyle olur heralde. Kaç gündür canım çekiyor ve yakınlarda satan bi yer yok. Ya birinin beni götürmesi ya da metrobüse binmem lazım. Ama bugün-yarın dayanamayıp gidip alabilirim. Yum~ Donut fotoğrafı koymayacağım, dayanamam...

gif: lauuwmcfly