19 Haziran 2010 Cumartesi

yatta!

Yaptım! Başardım! Konser çok güzel geçti. Sadece 2 kere çok az şaşırdım 1 tanesini zaten kimse farketmemiş diğerini de babamlar dikkatli dinlediği için rahat farketmişler, yoksa o da çok farkedilmedi sanırım. Olabildiğince duraklamamaya çalıştım zaten. 4 küsür dakikalık bir parça... Sahneye çıktım, rezil olmadan çaldım, ağzım kulaklarımda selamımı verdim ve sahne arkasına dönüp hocama sarıldım. :). Sahneye çıktığımda hep böyle oluyor. Ya da tanımadığım birinin karşısında çaldığımda, farketmez. Dizlerimde bir uyuşma hissediyorum, hani dizlerimin bağı çözüldü derler ya aynı o cinsten ve ellerim titriyor ve sanki kontrol edemeyecekmişim gibi geliyor ve korku heyecan, o karşımın içinde normalden daha dikkatli olarak çalıyorum. Sahnedeyken spot ışık altındaydım, o yüzden de etraf karanlık kimsenin yüzünü göremiyorsun. Bu da biraz yatıştırdı sanırım. Parçayı çalarken kendimi sakinleştiriyim diye aklımdan farklı farklı gündeli şeyler geçiyordu. Ama bir ara bu yüzden dikkatim dağılacak da parçayı unutucam diye korktum. x) Ve anında aklımı parçaya verdim.

Önceki postu yazdıktan sonra da çıkıp direk provaya gittim. Galiba o prova da biraz yardımcı oldu. Asıl çıktığımda daha kontrollü hissediyordum sanırım. Provadan eve dönerken markete uğrayıp çikolatalı süt falan aldım beni yatıştırsın diye. (Çikolata canavarı karşınızda)  Provadan beş buçuk gibi döndüm heralde ve konser sekiz buçukta başlayacaktı. Gerçi ikinci kısımda çaldığım için geç kalmam önemli değildi. Ama ben sanki hiç böyle birşey yokmuş gibi eve gelince ne yaptım? Oturdum ve televizyon izledim. Hatta o da yetmedi iyice abartarak kardeşimin taktığı filmi izlemeye başladım. Normalde saat sekizde gelin demişlerdi ama ben saat sekizi geçmesine rağmen hala filmin başındaydım. Bu rahatlık nerden geldi acaba? Üstelik daha ne giyeceğime bile tam karar verememişken! Neyse sonuç olarak konsere geç gittik. (Söz konusu ben olunca geç kalmak çok da şaşılacak bir durum değil tabi.) Giderken de kardeşlerim sinirimi bozdu. Özellikle büyük olan. Hiç bir şekilde ne beni ne konseri ne de heyecanımı takmayarak konserin daha ilk yarısı bitmeden annemlere bile haber vermeden çekti gitti. Zaten evde de baya sinirimi bozmuştu. Bu evde benim adıma hiç mi heyecanlanan olmaz. Hiç mi bana moral veren olmaz ya. Gerçi konserin ortamına, havasına girince annemler moral verdiler ve kulise gidip orda hocamın ve bu konuda daha ilgili kişilerin yanında rahatlamak baya iyi geldi. Özellikle provada beni dinleyen bir kaç kişinin ve hocamın beni övmesi ayrı bir cesaretlendirdi. :)
Ama konserin bir kötü yanı milletin çocuğu çaldıktan sonra gitmesiydi. Giderek seyirciler azalınca insan bir hayal kırıklığına uğruyor ya. Özellikle de düşünsene sen sahnede performansını sergilerken, heyecandan aman bir hata yapmayayım diye uğraşırken karşındaki adam kalkmış salonu terk ediyor. Hiç de hoş değil di mi? Konserde bir de konuk vardı, eski trt sanatçılarındanmış. Saat on gibi falan çıktı sahneye tabi öğrencilerin performansları bitmişti ve salonun halini düşünün. Kadın da napsın dalgaya alarak "kalan sağlar bizimdir" dedi, başladı söylemeye. Çok da güzel söyledi çok hoştu bence. Hele de bizim kursun müdürü (sanırım) bağlamayla eşlik ediyordu ve resmen coşturdu. :D
Sonuç olarak konser çok güzeldi ve başlarını kaçırdığıma üzüldüm.

A bu arada konserde ne çaldığımı daha önce söylemiş miydim? Sanırım söylemedim. :D
My Immortal! Konserde my immortalı çaldım. Ve tahmin edin ne oldu. Programın akışının olduğu listede yanlış yazmışlar! "My immimortal" yazıyordu. xD. Hocamla bunu görünce koptuk resmen. Ama neyse ki ben çıkmadan gidip anonsu yapan kişiye söyledik de anonsta doğru söylendi. İşte böyle bir şey... Ve üzüldüğüm bir diğer şey de yanımıza kamera almamışız. Konser yeri evden 2 adım ve biz kamerayı unuttuk. Neyse ama bunu takmıyorum.

Ben doğru düzgün çaldım ki~  :D

Ah bir de, büyük olay, babet giydim. xD. Ben ki converse ve spor ayakkabı hastası kişilik zaten bu sene aldım babetleri (güya staj için ama orda giymedim) ve ilk defa giydim. Gerçi evden çıkarken aklımdan hala ya geçirsem mi şu converseleri ayağıma gibi düşünceler geçmedi değil ama uslu kız oldum bugün. (Zaten bu ya bir de etek ve elbise giymeyi denemek istiyorum. Sırf rahatlıktan. Ama ister istemez yavaş yavaş hanım kız oluyoruz galiba...)
Ve bu da konsere gelemeyenlere... (sanki herkes can atıyordu gelmek için de..) Ve söylemeden edemeyeceğim, bu parça daha önce eklediklerimden farklı bir seviyede ve bunu çalmayı başarabildiğim için çoook mutluyum.

 Aa bu video üç buçuk dakikalıkmış. Zaten bunu çektiğim sıralar sürekli üst üste çalarak prova yaptığım zamanlar. Aynı şeyi üst üste o kadar çalınca hız konusunda terazinin topuzunu kaçırmışım biraz. Sahnede daha yavaş çaldım.

My Immortal - Evanescence

(bunda da ufak tefek yanlışlar vardır mazur görün işte :P acemiyiz daha...)
Yine destan gibi post yazmaya başladım -.-"

2 yorum: