14 Haziran 2011 Salı

Miyav.

Bi kedim olsa... Bir kaç ay önce bu fikre saplanmıştım. Deli gibi istiyordum kedim olmasını (bu yaşa kadar kendimi hep köpek insanı olarak bilmeme rağmen). Ama olmadı. Kardeşimle çok ısrar ettik, gece gündüz yalvardık ama en son benim de vazgeçtiğim nokta bahçesiz bir evde kedinin rahat etmeyeceğini kabullenmek oldu. Tabi bu benim vazgeçtiğim nokta. Annemlerin bin bir tane bahaneleri vardı zaten.
Böyle uzun, turuncu/beyaz, yumuşacık tüyleri olan bi kedi hayal etmiştim hep. Ama kısa, gri tüylü, eğik kulaklı bi minik tavlamıştı beni geçenlerde. Cinsini unuttum. Annemle alışveriş merkezine gittiğimizde, otoparktan çıkarken bi petshop vardı orda görmüştüm. Tabi o sıralar ben annemi ikna etmeye çalıştığımdan yalvar yakar bakmaya gittik vitrine. Bi baktım annemin surata, yavrulara bakarken nerdeyse benim kadar mutlu görünüyordu. Onları severken bana sunduğu bahaneler aklında yok gibiydi. Ama o sevimli yaratıklar gözünün önünden gider gitmez, geçek hayata döndük tekrar.
Sonuç olarak şimdilik kedimiz ya da köpeğimiz yok maalesef. Ama bari peluş oyuncaklarımı bırakın bana di mi? Ne kadar büyüsem de o sevimli, yumuşacık, irili ufaklı mutluluk kaynaklarından vazgeçemem. Peluşlar oyuncak değil bence :D. Biblo gibi bişey onlar. Ama daha iyiler, çünkü sarılabilirsin. Ve benim için bu özellik vazgeçilmez. Yastıklara sarılmayı da severim ama peluşlar daha güzel :). He, ne diyordum? Evet, peluşlarımı verin bana bari. Sene başında yurda gitmemi fırsat bilen annem toz tutuyor diye kaldırmış peluşlarımı ve o zamandan beri haber alınamadı kendilerinden. Unutmuş nereye koyduğunu. Evde zibilyon tane hurç var. Bazalara falan baktım ama bulamadım, pff. Zaten sarılacak boyda 2 tane peluşum vardı. 2'si de köpek :). Biri 50 diğeri de 80 cm civarıydı. Küçük olan arkadaşımdan hediye. Büyük olansa daha eski, para biriktirip almıştım. Ama öyle çok eski falan değil yani. Yine eşşek kadar kızken aldım. Babam bu yaşta ne oyuncağı alıyorsun diye başımın etini yemişti ama vazgeçiremedi :D. Bilgisayarımda fotoğrafı vardı ama formatta gitti. Yani ancak tekrar bulabilirsem fotoğrafını çekip buraya koyacağım. Ama bulamazsam da geçen gün pembe bi fil görmüştüm. Pembe olması pek tercihim değil (köpeklerden büyük olan krem rengi, küçük de kahverengiydi) ama sevimli duruyordu. En güzel yanı da kucaklanabilir boyuttaydı. Her an gidip onu alabilirim. :))

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder