8 Mart 2011 Salı

Blogger.

Blogger olmak çok eğelenceli. Kendini yansıtmaya çalıştığın bir sayfan oluyor. Bu kadar. Buranın kullanım amacı bu, di mi? Yasak neden geliyor peki? Usulüne uygun kullanmayanları engellemek için mi?
Engelleyebilirler mi?...
Durup durup bir şeyler yasaklıyorlar. Niye bu kadar aşırıya kaçmak zorundalar ki?
Bu yasaktan etkilenenler ve etkilenmeyenler neye göre ayrılıyor bilmiyorum ama ben etkilenmediğim için memnunum. Çünkü değer verdiğim, sevdiğim bir şeyin mantıksal bir açıklaması bile olmadan benden alınması cidden sinirlerimi bozardı.
Bu yasağın sonucu ne olacak çok merak ediyorum. Bloglarını seven ama onlara erişemeyen bir avuç blogger pes edip blogspot yerine başka bir uzantı getirerek mi devam etsin? Amaç bu mu?
Blogtan lig tv yayını yapılıyormuş, olmaz. (Zaten nefret ediyorum lig tv'den daha ne kadar körükleyebilirler nefretimi acaba?)
E google da kapansın. İsteyen, her istediğine ulaşıyor ordan. Olmaz ki öyle...

7 Mart 2011 Pazartesi

Sakin...

...olmaya çalışıyorum ama her an delirebilir, bir ağlama krizine girebilir, bağırıp çağırabilir, kendimi bunalımdan bunalıma sokabilirim. Neden? Neden olacak gerizekalıyım da ondan. Yapmam gerekenleri bildiğim halde yapmadım da ondan. Ve hazırlıksızım. Yani en azından öyle olduğumu düşünüyorum. Ama kesinlikle yeterince hazırlıklı değilim. Büyük gün yaklaştı. 2 adım ötemde duruyor sınav. Bunları düşünsem de sürekli, mesela bugünü eline kalem almadan geçirmiş olmak benim ironim. Kafadan çatlak, yarım yamalak yaşayıp gidiyorum; yapmamam gerektiğini bildiğim halde...

Az önce ösym'nin sitesine girdim. Giriş şifremi değiştirdim ve sınav yerimi öğrendim.
Ösys başvuru kayıt bilgilerinde şöyle bir bölüm var:
YGS'ye Girme İsteği:   YGS'ye girmek istiyorum.    |Hı-hı, tabi. Hatta üni.ye girebilmek için sınav yapmalarını da ben istemiştim.
Pfff... Neyse stres yapıyorum işte. Hatta geçen gün baya kötü oldu bu stres işi. Ağlama krizine bi' girdim, giriş o giriş. Hatta hala ağlamak istiyorum. Neyse işte öss çocuğuyum...

Tam kurumamış boyaya oturdum! Kabanım mahvoldu ve yedeğim yok. Aksi gibi havalarında kötüleşeceği tuttu. Dün annemle belki sezon sonu bir şeyler kalmıştır diye kaban bakmaya gittik ama bulamadım hiçbir şey. Bugün de okula gitmedim. Kuru temizlemeciye verdim kabanı, yarın göreceğiz artık nasıl olacak.
İnsanlar tuhaf. Kabanım olmadığı için okula gitmeyeceğimi söylediğimde nedense bir şaşkınlık ifadesiyle "bu yüzden mi gitmeyeceksin?" diyorlar. Evet, bu yüzden. Ne yapayım? Donarak mı gideyim? Sınav öncesi de şöyle güzelce bir hasta olmak gibisi de yoktur zaten di mi? Hasta demişken, zaten de biraz hasta gibiyim. Burnum akıyor, hapşuruyorum, başım ağrıyor... Kötü hüssetmek berbat bir şey. Hele ruh halinde de meymenet yoksa...